Odunpazarı İçin Hep Birlikte Daha İleriye
Odunpazarı Belediyesi tarafından Odunpazarı Meydanında Deniz Köpüğü sloganı ile 3’üncüsü düzenlenen Ulusal Odunpazarı Lületaşı Festivali, lületaşı madenleri gezisi, workshoplar ve “Lületaşının Üretim Evreleri” paneli ile devam etti. Panelde lületaşının hak ettiği değeri görmediği vurgulanırken, panelistlerden sonra söz alan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Lületaşı, Eskişehir Valisini, Sanayi ve Ticaret İl Müdürünü, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Esnaf Odasını, şehrimizde bulunan üç üniversiteyi hiç ilgilendirmiyor mu? Sormak isterim. Lületaşı bu saydıklarımı biraz ilgilendirse çok farklı bir noktaya gelebiliriz” dedi.
Festivalin ikinci günü, lületaşı madenlerine düzenlenen gezi ile başladı. Lületaşı madenlerini gezmek için Beyazaltın köyüne giden panelistler, amatör lületaşı oymacıları ve vatandaşlar, lületaşı madenlerine girerek lületaşının nasıl çıkarıldığını yerinde gördü, lületaşı hakkında bilgi edindi. Lületaşı madenlerinde gezilerin düzenlendiği saatlerde festival alanında ise lületaşı ustaları workshoplarına devam etti. Lületaşına şekil vermeye devam eden ustalar, festival alanını gezen vatandaşlara yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Festivalin ikinci günü, maden gezilerinin ve workshopların ardından “Lületaşının Üretim Evreleri” paneli ile devam etti. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Maden Mühendisleri Odası İkinci Başkanı Veysi Sır, Prof. Dr. Can Ayday, Prof. Dr. Hülya İnaner, Doç. Dr. Yıldırım Güngör ve çok sayıda Eskişehirlinin katıldığı panelin moderatörlüğünü Maden Mühendisi Ümit Yıldırım yaptı. Maden Yüksek Mühendisi İsmet Öztürk, Maden İşçisi Süleyman Özsak ve Zanaatkâr Cumhur Sarı’nın konuşmacı olduğu panelde, madenden satış tezgahlarına lületaşının geçirdiği evreler ve sorunlar konuşuldu.
ADINI BEYAZ ALTIN KOYMAKLA OLMUYOR!
Panelde dünyanın en kaliteli lületaşının Eskişehir’den bulunduğuna dikkat çekilirken, Lületaşının Eskişehir’in taşı olduğuna dikkat çekildi. Her alanda yaşanan ekonomik sorunların lületaşının çıkarılması ve işlenmesinde de etkili olduğunu anlatan panelistler, “Adını beyaz altın koymakla olmuyor. Oraya gidip görmek, tanımak gerekiyor. Teknik, jeolojik bir çalışma yapmak gerekiyor. Nasıl daha ekonomik bir hale getirebiliriz. Bunu düşünmek gerekiyor. Sadece pipo değil, üniversitelerde araştırılması gerekiyor. Özellikli bir taş. Elektrik, ısı iletmiyor, hafif bir taş. Bu taşın değerlendirilmesi gerekiyor” dedi.
EN BÜYÜK SIKINTI YETİŞMİŞ ELEMANIN OLMAMASI
Zanaatkâr Cumhur Sarı, lületaşı oymacılığında yaşanan en büyük sıkıntının yetişmiş eleman olmaması olduğunu belirtti. Lületaşı oymacılığı ile ilgili bir okulun bulunmadığını kaydeden Sarı, “Pratiğe dayalı bir iş. Kalifiye eleman yok” diye konuştu. Odunpazarı Belediyesi’nin bu sorunun çözümüne destek olmak için lületaşı kursu açtığını hatırlatan Sarı, “Bize destek veriyorlar. Başkanımız Kazım Kurt’a ve belediye çalışanlarına bu destek için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
O ZİRVEYİ YAKALAYANA KADAR BU FESTİVALİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Panelistlerin konuşmasının ardından söz alan Başkan Kazım Kurt, Eskişehir’de lületaşının hak ettiği değeri görmediğini vurguladı. Bu konuyu tartışmaya açmak istediklerini kaydeden Başkan Kurt, 3 yıldır lületaşını tartışmaya çalıştıklarını söyledi. Başkan Kurt, konuşmasında şu sözlere yer verdi: “Lületaşı, Eskişehir Valisini, Sanayi ve Ticaret İl Müdürünü, Ticaret Odasını, Sanayi Odasını, Esnaf Odasını, şehrimizde bulunan üç üniversiteyi hiç ilgilendirmiyor mu? Sormak isterim. Lületaşı bu saydıklarımı biraz ilgilendirse çok farklı bir noktaya gelebiliriz. Beyazaltın Köyü Odunpazarı Belediyesi’nin sınırları dışında. Valiliğin, Sanayi Ticaret İl Müdürlüğünün Maden Dairesinin hep birlikte organize olması gerekiyor. Biz üç yıldır bu festivali düzenliyoruz, bunların hiçbiri festivale gelmedi. Lületaşında yaşanan sorunları anlatıyoruz, kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. 3 yıldır, lületaşı Eskişehir için en önemli madendir, diyoruz. Madenin sahibi, maden işçisi, lületaşı ustası, ustanın yaptığını satan para kazanır. Turizm önemli bir faktör. Biz burayı turizm kenti yapalım, sadece çi börekle olmaz, diyoruz. Daha önce lületaşı ile ilgili kooperatifler vardı, artık o da yok. Külliyenin içinde Lületaşı Müzesi var. Müzenin içinde 30-40 yıl önceki eserlerin dışında eser yok. Bunun sahibi kim, sorumluluğu bizde, bu sorumluluğu üstlenmişiz tamam ama sahibi kim? Bunların hepsinin tartışılması gerekiyor. Basın, gereken ilgili göstermiyor. O zaman Eskişehir’de bir sıkıntı var. Bu birlikteliği sağlamak için, kamuoyu oluşturmak için, biz insanlar gelse de gelmese de kurumlar destek verse de vermese de o zirveyi yakalayana kadar bu festivali yapmaya devam edeceğiz. O maden, orada boşu boşuna yatmamalı.
“BU BAKIŞ AÇISI DOĞRU DEĞİL!”
Üç üniversitemizin de TEKNO Parkları var. Üniversitelerdeki bilim insanlarına ‘yapacağınız her türlü bilimsel çalışmada sponsor olmaya hazırız’ dedik. İki gündür anlatılıyor; ilaç sanayinde, elektronik sanayisinde, makine sanayisinde kullanılır. Hadi gelin kullanın, şimdiye kadar kimse kullanmamış. Lületaşıyla 10 bin kilometre uzaklıktaki Japon, Çinli bir şey yapmaya çalışıyor. Peki biz? Biz burada festival düzenliyoruz. Bu festivali Odunpazarı Belediyesi düzenliyor, solcu bir belediye toprağa, madene sahip çıkıyor diye festivale gelmiyorlar. Böyle bir bakış ile Türkiye’yi bu hale getirdiler. Bu bakış açısı hastalıklı, kötü; bu bakış açısı doğru değil. Milli ve yerli olmak o yerin altındakine sahip çıkmayı; emperyaliste bunu peşkeş çekmemeyi gerektirir. Biz bunun için mücadele ediyoruz. Bu mücadele de bize destek olmuyor, mücadeleye sahip çıkmıyorlarsa da kendileri bilir. Biz, bunun Türkiye halkına yararlı olması için çalışacağız. Esas anlatılması gereken de budur.
TOPRAKLARIMIZ TEK TEK SATILIYOR!
Topraklarımız tek tek satılıyor. Birilerine göz yumuluyor ve devlet de millet de uyuyor. Biz de bu işin uyanış haline gelmesi için uğraşıyoruz. Seneye bu festivali de ‘Ustadan Çırağa Lületaşı Atölyesini’ de yine yapacağız. Mutlaka Eskişehir’in ‘tek olan’ taşına, altın taşına hak ettiği değeri kazandıracağız. Meslek odalarına, buraya gelen bilim insanlarına bize verdiği destek için teşekkür ediyorum. Madenci kardeşimiz, zanaatkar kardeşlerimiz de korkmasın. Sıkıştıkları zaman, biz elimizi taşın altına sokmaya hazırız. Yeter ki yan yana duralım, birlikte bu işe sahip çıkma bilincini yaratalım.”